20 Ekim 2013 Pazar

2010 Yılı ve Öncesinde Düzenlenen Trafik Cezalarının Taksitlendirilmesi.

2010 YILI VE ÖNCESİNE AİT TRAFİK CEZALARININ  YAPILANDIRILMASI


KAPSAM             :
 31/12/2010 tarihinden önce düzenlenen ve 02/08/2013 tarihi itibarıyla
-         Ödenmemiş olan,
-         Bir kısmı ödenmiş olan,
-         Aslı ödenmekle birlikte,  ferileri (gecikme zamları, faizleri) ödenmemiş olan,
-         Dava açılmış veya dava açma sürecinde bulunan
 Trafik Cezaları girmektedir.

Ayrıca;
-         Trafik cezalarıyla ilgili daha önce  6111 kapsamında müracaat edip, yararlanma haklarını kaybedenler, de    başvurabilirler.
Ancak;
-         31/12/2010 tarihinden önce düzenlenmekle birlikte, 02/08/2013 tarihine kadar tebliğ edilmemiş cezalar bu   kapsama girmemektedir.

HESAPLAMA     :
-          Cezanın ödeme vadesi ile,
-          6111 sayılı yasanın resmi gazete de yayımlandığı 25/02/2011 tarihi arasındaki,
-          ÜFE oranı, dikkate alınır. http://www.tuik.gov.tr/PreTabloArama.do  adresinden öğrenilebilir.
(ÜFE oranı belirlenirken,  2011 Şubat değil, Ocak ayı dikkate alınır.)
-          Bulunan tutara, 1,05 katsayı uygulanır.
-          Dava aşamasında olan cezalar için, davadan vazgeçtikleri takdirde, ceza tutarının %50 si dikkate alınır.

ÖDEME                                :
-          Hesaplanan tutar, 3 taksitte ödenebilecektir.
-          Taksitler, Kasım 2013, Ocak ve Mart 2014 aylarında ödenecektir.
-          Taksitler sürelerinde ödenemediği takdirde, Nisan 2014 de (gecikme zammıyla birlikte)   ödenebilecektir.

BAŞVURU           :
31/10/2013 tarihine kadar;
-           Kesinleşmiş trafik cezaları ile ilgili, http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1028  adresindeki, EK: 1 formu vergi dairesine verilecek.
-           Dava aşamasında, kesinleşmemiş olan cezalarla ilgili yine, http://www.gib.gov.tr/index.php?id=1028   adresindeki, EK: 2 formu vergi dairesine verilecek.
-           Birden fazla vergi dairesine olan borçlarla ilgili her vergi dairesine ayrı ayrı başvuru yapılacaktır.
-          Başvuruların, taahhütlü posta veya APS ile gönderilmesi halinde postaya verildiği tarih,
adi posta ile gönderilmesi halinde ise tahsil dairesinin kayıtlarına intikal ettiği tarih başvuru tarihi olarak dikkate alınacaktır.

Kaynak
-          12/07/2013 tarihli resmi gazetede yayınlanan, 6495 sayılı kanunun, geçici 2. Maddesi
-          17/08/2013 tarihli resmi gazetede yayınlanan, 6111 sayılı kanununa ait 5 nolu tebliğ

Mustafa TAN
Mali Müşavir,
Bağımsız Denetçi




Not:

Bu kanun trafik cezaları haricinde, il özel idareleri, belediyeler ve bunlara bağlı müstakil bütçeli ve kamu tüzel kişiliğini haiz kuruluşların borçlarının yapılandırılmasını da sağlamaktadır. Ancak, bu yazıya konu edilmemiştir.

16 Eylül 2013 Pazartesi

YAZAR KASA KULLANMAK MECBURİYETİNDE OLANLAR VE OLMAYANLAR

ÖDEME KAYDEDİCİ CİHAZ (YAZAR KASA) KULLANMAK MECBURİYETİNDE OLANLAR VE OLMAYANLAR

Yazarkasa kullanmak mecburiyetinde olanlar;
3100 sayılı “Katma Değer Vergisi Mükelleflerinin Ödeme Kaydedici Cihazları Kullanmaları Mecburiyeti Hakkında Kanun” da yer almaktadır. Madde şu şekildedir;
 Madde 0001: Kapsam
  1. Satışı yapılan malları aynen veya işlendikten sonra satışını yapanlar dışındaki kimselere satan veya aynı kimselere hizmet veren birinci ve ikinci sınıf tüccarlar, bu Kanuna göre ödeme kaydedici cihaz kullanmak mecburiyetindedirler.
  2. Ödeme kaydedici cihazlar kullanılarak verilen satış fişleri ve rulolar yukarıda sayılan mükelleflerin fatura vermek mecburiyetinde olmadıkları satışların ve yaptıkları işlerin belgelendirilmesinde kullanılır ve fatura yerine geçer.
  3. Ödeme kaydedici cihazların kullanılması mecburiyeti, Maliye Bakanlığınca tespit edilen faaliyetlerle uğraşanlar hakkında uygulanmaz.
Genel ve Katma Bütçeli İdarelere, İl Özel İdarelerine, belediyeler ve köyler ile bunların teşkil ettikleri birliklere, üniversitelere, dernek ve vakıflara, her türlü mesleki kuruluşlara ait veya tabi olan veyahut bunlar tarafından kurulan veya işletilen müesseseler ile döner sermayeli kuruluşlara veya bunlara ait veya tabi müesseselere  ödeme kaydedici cihazlar kullanılma mecburiyeti getirmeye Maliye Bakanlığı yetkilidir.

Bu maddenin açıklaması şu şekildedir;
1.    Fıkradan anlaşılması gereken; “aldıkları malları satanlar” dan kasıt, toptan mal satanlardır. Bunların dışındakiler ise, aldıkları malları tüketenlerdir. Sonuç olarak bu maddeden anlaşılması gereken,  emtia veya hizmeti  perakende satanlar yazarkasa kullanmak zorundadır.

2.    Fıkradan anlaşılması gereken;  Yukarıda bahsettiğimiz perakende satış yapan mükelleflerin “..fatura verme zorunda olmadıkları satışların..” belgelendirilmesinde fatura yerine geçer. (EK 1)

3.    Fıkradan anlaşılması gereken; Maliye Bakanlığının tespit ettiği faaliyetlerle uğraşanlar, yazarkasa kullanmak mecburiyetinde değildir. (EK 2)

EK 1: Fatura Vermek Mecburiyetinde Olmayanlardan Kasıt
Fatura verme mecburiyeti olmayan satışlardan kasıt, Vergi Usul Kanununun 232 nci maddesinin birinci fıkrasında sayılanlar dışında kalanlara yapılan onbin liranın altındaki emtia satışları veya işlerdir. Bu satışlar için emtiayı alan veya işi yaptıranların istemeleri üzerine veya mükellefler tarafından kendiliğinden fatura düzenlenmesi; söz konusu satışların fatura verme mecburiyeti dışında kalan satışlar olma özelliğini değiştirmeyecektir. (3100/2 nolu tebliği)

EK 2: Ödeme Kaydedici Cihaz Kullanma Mecburiyetinde Olmayanlar
Yazarkasa kullanmak mecburiyetinde olmayanlar, 3100 sayılı kanuna ilişkin çıkartılan 1, 2, ve 12 nolu tebliğlerde belirtilmiştir.

3100 sayılı kanunun, 1 no lu tebliği ile yazarkasa kullanma mecburiyetinde olmayanlar;
Bakanlığımıza verilen bu yetkiye dayanılarak sadece aşağıda belirtilen faaliyetlerle uğraşan mükelleflerin ödeme kaydedici cihaz kullanmamaları uygun görülmüştür.

1. Devlete ait tekel maddelerinin ticareti,

2. Akaryakıt ve Motoryağı satışı,

3. Gazete satışı ,

4. Oda ve yatak kiralanması şeklindeki otelcilik ve pansiyonculuk.

3100 sayılı kanunun, 2 no lu tebliği ile yazarkasa kullanma mecburiyetinde olmayanlar;
Kanunun 1 inci maddesinin 3 üncü fıkra hükmü ile Bakanlığımıza verilen yetkiye istinaden, 1 Seri No'lu Genel Tebliğin IV üncü bölümündekilere ilaveten aşağıda belirtilen faaliyetlerle uğraşan mükelleflerin de ödeme kaydedici cihaz kullanmaları uygun görülmüştür. 

a) Bankacılık ve sigortacılık faaliyetleri, 

b) PTT hizmetleri, 

c) Kara, hava, deniz ve demiryolları ile yapılan yolcu ve yük taşımacılığı, 

d) Giriş bileti karşılığında verilen hizmetler, 

c) Eğitim, öğretim ve kreş işletmeciliği, 

f) Spor Toto, Milli piyango, at yarışları ile diğer müşterek bahis ve talih oyunları bayiliği, 

g) Elektrik, su ve havagazı işletmeleri, 

Söz konusu istisna yalnızca anılan faaliyetlere münhasır olup, bunun dışındaki faaliyetler için cihaz kullanımı  mecburidir. 

3100 sayılı kanunun, 12 no lu tebliği ile yazarkasa kullanma mecburiyetinde olmayanlar;

Kanunun 1. maddesinin 3. fıkrasında "ödeme kaydedici cihazların kullanılması mecburiyeti Maliye ve Gümrük Bakanlığınca tespit edilen faaliyetlerle uğraşanlar hakkında uygulanmaz" hükmü yeralmaktadır.
Anılan maddenin Bakanlığımıza verdiği yetkiye dayanılarak münhasıran aşağıda belirtilen faaliyetlerle uğraşan mükelleflerin, Vergi Usul Kanununun ilgili hükümlerinde belirtilen fatura veya perakende satış fişlerini düzenlemeleri şartıyla ödeme kaydedici cihazları kullanma mecburiyetinin dışında bırakılmaları uygun görülmüştür.

a) Tarım alet ve makinelerinin satışı (ayrıca yedek parça satılmaması şartıyla),

b) Posta pulu, jeton ve 3468 sayılı Kanuna göre verilen ruhsat tezkeresine dayanılarak yapılan pul ve kıymetli kağıtların satışı,

c) Şehir içi toplu taşımacılıkta kullanılan abonman biletlerinin satışı,

d) Elektrik, Su, Havagazı ve Kalorifer tesisatçılığı faaliyeti (aynı zamanda tesisat malzemeleri satışı da yapanlar hariç),

c) Terzilik faaliyeti (aynı zamanda kumaş ticaretinde bulunanlar hariç),

Şu kadar ki bu mükelleflerin, anılan madde uyarınca mecburiyet dışında bırakılmaları, Bakanlığımızca gerek görülen hallerde bilahare mecburiyet kapsamını alınmalarına engel değildir.

Mustafa TAN
16/09/2013




12 Temmuz 2013 Cuma

TİCARET VE SANAYİ ODALARINDA ÜYELİK VE AİDAT İŞLEMLERİ

TİCARET VE SANAYİ ODALARI İLE BORSALARA
ÜYELİK VE AİDAT İŞLEMLERİ
ODA NEDİR?
·         Odalar; üyelerinin müşterek ihtiyaçlarını karşılamak,
·         meslekî faaliyetlerini kolaylaştırmak,
·         mesleğin genel menfaatlere uygun olarak gelişmesini sağlamak,
·         mensuplarının birbirleri ve halk ile olan ilişkilerinde dürüstlüğü ve güveni hâkim kılmak üzere meslekî disiplin, ahlâk ve dayanışmayı korumak ve bu Kanunda yazılı hizmetlerile
·         mevzuatla odalara verilen görevleri yerine getirmek amacıyla kurulan,
·         tüzel kişiliğe sahip kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşlarıdır
KİMLER ODAYA KAYIT OLMAK ZORUNDADIR?
Ticaret siciline kayıtlı tacirler ve 5174 kanunun 5 inci maddesine göre sanayici ve deniz taciri sıfatını haiz tüm gerçek ve tüzel kişiler ile bunların şubeleri ve fabrikaları, bulundukları yerdeki odaya kaydolmak zorundadırlar.
ODALARIN ALDIKLARI AİDATLAR NELERDİR?
Odaların aldıkları aidatlar, kayıt aidatı ve yıllık aidattır.
Yıllık aidat, birliklerin hazırlayacağı cetvellere göre alınan yıllık aidat ve yıllık ticari karın bine 5 i üzerin alınan munzam aidat olmak üzere iki türlüdür.
KAYIT ÜCRETİ VE YILLIK AİDAT
Kayıt ücreti ile yıllık aidat miktarı, onaltı yaşından büyükler için uygulanan aylık asgari ücretin brüt tutarının yüzde onundan az, yarısından fazla olamaz.
Kayıt ücreti ve yıllık aidat tarifeleri, “dereceler” üzerinden alınır. Bu dereceler ve tutarları her yıl yeniden belirlenir. Dereceler belirlenirken şu unsurlara dikkat  edilmelidir.
Derecelerin üyelerin durumlarına uygun olarak tespiti zorunludur. Bu derecelerin sayısı beşten az, yediden çok olamaz.

Derecelerin tespitinde aşağıdaki esaslar göz önünde bulundurulur:
·  a) Sermaye veya özvarlık;
          Üyenin sermayesi ticaret sicilinde tescil ve ilân edilmiş ise, bu sermaye veya firma bünyesindeki özvarlık miktarının toplamı esas alınır.
          Sermaye tescil edilmemiş ise, üyenin beyan ettiği sermaye veya özvarlık toplamı dikkate alınır ve gerektiğinde bu beyanın doğruluğu araştırılarak inceleme sonucunda bulunacak miktar esas alınır.
           Sermayesi tescil edilmiş üyelerin, sermayelerinde artış olmuş ise, oda ve borsalara bildirilen en son sermaye esas alınır.
·  b) İştigal konusu;
          Birden fazla iş ile fiilen iştigal eden üyenin, esas iştigal konusu dikkate alınır.
·  c) Yıllık Ciro;
          Üyeler talep halinde yıllık cirolarını bildirmekle yükümlüdürler.
·  d) Yapılacak istihbarat sonucunda elde edilecek malumat;
                                                            
Yukarıda sayılan esaslara göre derecelerin tespit edilememesi halinde, yapılacak inceleme sonucunda elde edilecek; firma veya şirketin yapısı, işyerinin mevkii, kirası, çalıştırılan personel sayısı, demirbaşları ile makine ve sair tesislerin mevcudu gibi bilgiler üyenin derecesinin tespitinde dikkate alınır.

MUNZAM AİDAT.
       Odalarca her yıl için; gerçek kişi tacir ve sanayicilerin gelir vergisine ilişkin beyannamelerinde gösterilen ticarî kazanç toplamı; tüzel kişi tacir ve sanayicilerin ise ödeyecekleri kurumlar vergisine ilişkin beyannamelerinde gösterilen ticarî bilanço kârı üzerinden binde beş oranında munzam aidat tahsil olunur.
         Zarar eden üyeler, o yıl için munzam aidat ödemezler.         
         Munzam aidat haziran ve ekim aylarında iki eşit taksitte ödenir. Önceki yıldan itibaren geçerli olarak kaydedilmesi gerekenlerin munzam aidatları ise, bu durumun kendilerine tebliğ edildiği yılın sonuna kadar ödenir.
         Üyeler, ticarî ve sınaî kazançlarına ait bilgileri ve bilançolarını talep üzerine odalara vermek zorundadırlar. Ayrıca odalar, 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 5 inci maddesi hükmü çerçevesinde vergi dairelerinden bilgi isteyebilirler. Üye tarafından bilançonun verilmemesi ve vergi dairesinden de sağlanamaması halinde, yıllık aidat tavanının üç katından az olmamak üzere, bir önceki yılın munzam aidatı geçici olarak aynen tahakkuk ettirilir.
ŞUBE BULUNMASI DURUMUNDA AİDATIN HESAPLANMASI
         Şubelere kayıtlı olan üyeler, belirlenen kayıt ücreti ve aidatların yarısı kadar ödeme yaparlar.
         Çalışma alanları içinde birden fazla şubesi bulunan üyelerin munzam aidatı, bütün şubelerden elde ettikleri gelir veya kurumlar vergisine matrah teşkil eden ticarî kazanç veya ticarî bilanço kârı  üzerinden hesaplanır.                           
         Müstakil bilançosu yapılan kurum ve müessese şubeleri ile fabrikalarının munzam aidatı, şube veya fabrikanın bulunduğu yerin odasına ödenir.          
         Bir tüzel kişiliğin merkez, şube ve fabrikalarının değişik yerlerde olması, fakat bilançolarının merkezde tutulması halinde, munzam aidat merkez tarafından  mahalli odaya ödenir. Bu oda tahsil ettiği munzam aidatı diğer odalar arasında, izleyen takvim yılının ilk üç ayı içinde eşit olarak paylaştırır.
         Bütün bu hallerde bir müessesenin şubeleri ve fabrikaları ile birlikte ödeyeceği munzam aidat, o yıl için belirlenmiş bulunan yıllık aidat tavanının yirmi katını geçemez.
         Şubelere kayıtlı üyeler, bu maddede belirlenen munzam aidatın yarısı kadar ödeme yaparlar.   
          Şubelere kayıtlı olan üyeler, bu maddede belirlenen kayıt ücreti ve yıllık aidatın yarısı kadar ödeme yaparlar.
BİRDEN FAZLA ODAYA KAYIT ZORUNLULUĞU BULUNANLARDAN ALINACAK AİDATLAR.
Birden fazla odaya kayıtlı bulunan üyeler, bu durumu belgelendirmek şartıyla kendileri için belirlenmiş bulunan kayıt ücreti ve yıllık aidat miktarlarının yarısı kadar ödeme yaparlar.
Birden fazla odaya kayıtlı bulunanların munzam aidatı, üye tarafından ilgili odalara eşit olarak paylaştırılmak suretiyle yatırılır.                                       
YILLIK AİDATLARIN ÖDEME ZAMANI
         Yıllık aidat her yılın haziran ve ekim aylarında iki eşit taksitte ödenir. Yıl içinde kaydedilenlerin kayıt ücreti ile önceki yıldan itibaren geçerli olarak kaydedilmesi gerekenlerin kayıt ücretleri ve yıllık aidatları, durumun kendilerine tebliğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir.
YIL İÇİNDE KAYIT VEYA SİLİNME İŞLEMİ
Kayıt ücretinin alındığı yıl için ayrıca yıllık aidat alınmaz. Ancak kaydı silinmek suretiyle oda veya borsadan ayrılanların tekrar kaydedilmeleri halinde, aynı yıl içinde dahi olsa yeniden kayıt ücreti alınır.
Talep üzerine veya re’sen yapılan kayıtlar, yılın hangi ayında yapılırsa yapılsın kayıt ücreti tam olarak alınır ve tebellüğ tarihinden itibaren bir ay içinde ödenir.
Aidat tahakkuklarının başlatıldığı ay dahil olmak üzere o yılın sonuna kadar geçen süre için yıllık ve munzam aidat tahsil edilir. Aidatların hesaplanmasında, o yıl için üyeden alınması gereken yıllık ve munzam aidatın on iki aya bölünmesi suretiyle elde edilen aylık tutar dikkate alınır.
Oda ve borsalardan kaydı silinen üyelerden, kaydın silindiği ay dahil olmak üzere kaydın silindiği ana kadar geçen süre için yıllık ve munzam aidat tahsil edilir. Aidatların hesaplanmasında, o yıl için üyeden alınması gereken yıllık ve munzam aidatın on iki aya bölünmesi suretiyle elde edilen aylık tutar dikkate alınır.

MÜNFESİH DURUMDAKİ TACİRLERİN AİDAT BORÇLARI
Münfesih üyelerden, münfesih duruma girdiği yıl hariç yıllık ve munzam aidat tahsil edilmez.
İçinde bulunulan yıldan önceki iki yıldan itibaren adresleri ve durumları tespit edilemeyenler ile bu süre zarfında aidat ödemeyen üyelerin isimleri, oda yönetim kurulu kararıyla, meslek grupları ve seçmen listelerinden silinir; aidat tahakkukları durdurulur. Bu fıkra hükmünün gereğinin her yılın ocak ayı içinde yerine getirilmesinden oda yönetim kurulu sorumludur.
Yukarıdaki fıkrada anılan oda yönetim kurulu kararını takip eden yılbaşından itibaren iki yıl içinde, ilgilinin üyesi bulunduğu odaya müracaatla adres ve durumunu bildirmemesi halinde, oda yönetim kurulunun teklifi ve meclis kararıyla ticaret sicil kaydının re’sen silinmesi için ticaret sicil memurluğuna ihbarda bulunulur. İhbarı takip eden ayın ilk günü itibarıyla oda kaydı silinmiş sayılır. Bu süre içerisinde durumunu bildiren üyelerin aidat tahakkukları başlatılır. Ancak bu durumda olanlar tüm aidat borçlarını ödemedikçe seçmen listelerine tekrar kaydedilemezler
ODA MECLİSİNİN AİDATLARI SİLME YETKİSİ VAR MI?
        Oda ve borsa meclisi, tahsili imkânsızlaşan alacakların takibinden vazgeçilmesine veya ölen, ticareti terk eden ve oda veya borsaya olan aidat borçlarını yangın, sel, deprem ve benzeri tabiî afetler gibi iradesi dışında meydana gelen mücbir sebeplerden dolayı ödeme güçlüğü içinde olan üyelerin aidat borçlarının ve gecikme zamlarının affına ve/veya yeniden yapılandırılmalarına karar verebilir.
          İstisnai nitelikteki bu kararlar, aynı durumdaki tüm üyeleri kapsayacak şekilde ve yılda bir defa olmak üzere alınır.

YABANCI GEMİLERİN AİDATLARI   
Türkiye limanlarında yük alan veya bu limanlara yük getiren ve Türkiye'de herhangi bir odaya kayıtlı olmayan yabancı bayraklı gemiler ile yabancı bir ülkede yerleşik gerçek veya tüzel kişi tacir tarafından işletilen Türk Bayraklı gemilerin Türk limanlarında yükleme ve boşaltmadan sağladıkları tüm navlun hasılatı üzerinden, kruvaziyer ve yolcu gemilerinde gros tonajı üzerinden  uluslararası uygulama göz önüne alınmak suretiyle, binde beşi geçmemek ve yıllık munzam aidat tavanını aşmamak kaydıyla oda yönetim kurulunca teklif ve oda meclisince tespit edilecek orana göre hesap edilecek meblağ, geminin limandan ayrıldığı tarihten itibaren on beş gün içinde, kendileri, temsilcileri veya acenteleri tarafından ilgili liman bölgesindeki deniz ticaret odasına veya bu oda teşkilâtının henüz kurulmadığı yerlerde, ticaret veya ticaret ve sanayi odasına ödenir.

ZAMANINDA ÖDENMEYEN AİDATLAR.
  Süresinde ödenmeyen kayıt ücreti, yıllık ve munzam aidata 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca günlük gecikme zammı tahakkuk ettirilir.
  Kayıt ücreti, yıllık ve munzam aidat ile bunlara ait kesinleşen gecikme zamlarına ilişkin olarak yönetim kurulunca verilen kararlar ilâm hükmünde olup, icra dairelerince yerine getirilir.
  Kayıt ücreti, yıllık ve munzam aidat ile bunlara ait kesinleşen gecikme zamlarının tahsil zamanaşımı süresi beş yıldır.
12/07/2013
BTSO, ODA AİDAT BORCU
Mustafa TAN

12 Haziran 2013 Çarşamba

YURT DIŞINDAKİ VARLIKLARIN TÜRKİYE YE GETİRİLMESİ

YURT DIŞINDA BULUNAN VARLIKLARIN TÜRKİYE YE GETİRİLEREK, EKONOMİYE KAZANDIRILMASI.

Yurt dışındaki varlıkların, Türkiye ye getirilerek ekonomiye kazandırılması ile ilgili çıkan 29/05/2013 tarihli yasa ve 11/06/2013 tarihli tebliğe ait çalışmadır.

Gerçek ve tüzel kişilerin sahip olduğu ve
15/04/2013 tarih itibarıyla, yurtdışında bulunan,
para, altın, menkul kıymet, taşınmaz vb. varlıkların
31/07/2013 tarihine kadar, Türk Lirası cinsinden rayiç bedel tutarlarını,
Bankalara, aracı kurumlara veya vergi dairelerine beyan edip,
Bu varlıkları bir ay içinde Türkiye ye getirilmesi ve aynı zamanda
Beyan edilen varlıkların rayiç bedelinin %2 sini bir ay içinde ödemeleri koşuluyla,
Herhangi bir vergi incelemesine veya sorgulamaya muhatap olmayacaklar.


Beyan eden kişilerin, defter tutan mükellefler olması durumunda,
Beyan ettikleri, yurt dışında bulunan varlıklarını, defterlerine kayıt ederler.
Bilanço usulü olanlar, pasif te (sermayenin unsuru olarak) özel bir hesapta takip ederler.
İşletme defteri tutanlar, varlıkları defterlerine kayıt ederler.
Kayıtlara alınan varlıklar, ayrıca gelir ve kurumlar vergisinden muaftır.
2013 yılından önceki yıllara ait inceleme olması durumunda da, beyan edilen bu varlıklar düşülür.
Beyan edilen varlıklardan ayrıca amortisman ayrılmaz.
Ödenen %2 lik vergi, gider yazılamaz.
Söz konusu varlıkların, 15/04/2013 tarihi itibarıyla, yurt dışında bulunan bulunduğu, kanaat getirici belgelerle tevsik edilmeli, (örneğin, banka hesabı, tapu, vb…)
Ödenmemesi durumunda, 6183 sayılı kanuna göre, gecikme zammıyla tahsil edilir.
31/07/2013 tarihinden sonra, yapılan beyanlarda düzeltme yapılamayacak.
Türkiye de ikametgahı olmayanlar için yetki vergi daireleri, Başkent, Beyoğlu ve Konak vergi daireleridir.
Şirket ortakları adına kayıtlı olan varlıklarda, şirket adına beyan edilebilecektir.
  

Tam mükellef kurumların ve kişilerin,
Yurt dışındaki şirketlere ait iştiraklerine ait, (serbest bölgeler dahil)
İştirak kazançlarını,
İştirak hissesi satış kazançlarını,
Ve yurt dışındaki işyerleri veya temsilcileri aracılığı ile elde ettikleri ticari kazançlarını,
31/10/2013 tarihine kadar elde ettikleri bu tür kazançlarını,
31/12/2013 tarihine kadar Türkiye ye transfer etmeleri halinde,
Gelir ve kurumlar vergisinden muaf tutulacaktır.

Mustafa TAN
Mali Müşavir/Bağımsız Denetçi

Ekler;

11 Haziran 2013 Salı

SİGORTA PRİMİNE ESAS KAZANÇ VE İSTİSNALAR

SİGORTA PRİMİNE ESAS KAZANÇLAR VE İSTİSNALAR

Çalışana yapılan ücret vb. ödemelerden hangileri SGK primine tabidir? Hangileri değildir? Çalışma bu konudadır.

1-Prime Tabi Olmayan Ödemeler:
▪ Mesleki eğitim gören öğrencilere ödenen ikramiye
▪ Görev Yollukları
▪ Çocuk zammı (Kurumca belirlenecek miktarı aşan kısmı prime tabidir)
▪ Aile zammı (Kurumca belirlenecek miktarı aşan kısmı prime tabidir)
▪ Yemek Parası (Kurumca belirlenecek miktarı aşan kısmı prime tabidir)
▪ İşverenler tarafından sigortalılar için özel sağlık sigortalarına ve bireysel emeklilik sistemine ödenen ve aylık toplamı asgari ücretin % 30′unu geçmeyen özel sağlık sigortası primi ve bireysel emeklilik katkı payı tutarları
▪ Ölüm yardımı
▪ Doğum yardımı
▪ Evlenme yardımı
▪ Ayni yardımlar
▪ Ayni konut tahsisi
▪ İşyerinde kullanılmak üzere havlu, sabun v.b.
▪ Geri ödemeli ücret avansları
▪ Kıdem tazminatı,
▪ İş sonu tazminatı veya kıdem tazminatı mahiyetindeki toplu ödemeler
▪ Keşif ücreti
▪ İhbar tazminatı
▪ Kasa/Mali sorumluluk tazminatı
▪ Seyyar Görev Tazminatı

2-Prime Tabi Olan Ödemeler:
▪ Asıl Ücret
▪ Hafta tatili ücreti
▪ Ulusal Bayram-Genel tatil ücreti
▪ Fazla çalışma- Fazla Mesai ücreti
▪ Yıllık ücretli izin ücreti
▪ Cumartesi günü ücreti
▪ Yüzde usulüyle alınan ücret
▪ Profesyonel futbolcuya ödenen ücret
▪ Transfer ücreti
▪ Transfer verimi ücreti
▪ Götürü ücret
▪ Belirsiz zaman ve miktar üzerinden ödenen ücret
▪ Hazırlama, tamamlama, temizleme ücreti
▪ Kardan hisse şeklinde ödenen ücret
▪ Komisyon ücreti
▪ Primler
▪ Yıpranma tazminatı
▪ Özel hizmet tazminatı
▪ Yabancı dil tazminatı
▪ Vardiya ve ağır vasıta tazminatı
▪ İmza zorunluluğu tazminatı
▪ Tabii afet yardımı
▪ Nakit ödenen kira yardımı,
▪ Nakit ödenen giyecek yardımı
▪ Nakit ödenen yakacak yardımı
▪ Askerlik yardımı
▪ Sünnet yardımı
▪ Nakit ödenen taşıt yardımı
▪ Nakit ödenen ısıtma yardımı
▪ Nakit ödenen elbise dikiş bedeli
▪ Nakit ödenen ayakkabı bedeli
▪ Ek tazminat
▪ Yılbaşı parası
▪ Kreş ücreti
▪ Makam tazminatı
▪ İş riski zammı
▪ Bayram harçlığı
▪ İkramiye
▪ Bayram ikramiyesi
▪ Yılbaşı ikramiyesi
▪ 6772 Sayılı Kanun gereğince ödenen ikramiye
▪ 6772 sayılı Kanun gereğince Bakanlar Kurulu kararına dayanılarak ödenen ikramiye
▪ 2448 sayılı Kanun gereğince ödenen ikramiye
▪ Jübile ikramiyesi
▪ Hakkı huzurlar (toplantı parası)
▪ Eleman teminindeki güçlük zammı, kıdem zammı
▪ İdare veya kaza mercilerince (mahkemece) verilen karar gereğince yapılan ödemeler
▪ Ücret niteliğinde olanlar
▪ Ücretin eklentileri niteliğinde olanlar
▪ Sigortalılara istirahatlı iken ödenen ücretler
▪ Yıllık izin ücretleri (Kısa vadeli sigortalı kolları primi dahil)
▪ İzin harçlığı
3-Sadece Belirli Miktarı Prime Tabi Olmayan Ödemeler:
5510 sayılı Kanunun 80 inci maddesinin birinci fıkrasının b bendi ile İşveren Uygulama Tebliği uyarınca; Yemek Parası, Çocuk Zammı ve Aile Zammı (yardımı) ödemelerinin sadece aşağıda belirtilen miktarları sigorta primine tabi olmayıp, söz konusu ödemelerin belirtilen miktarları aşan kısmı prime tabidir.
Bu konudaki ayrıntılı bilgi, Sigorta Primine Esas Tutulacak Kazancın Tespiti ve Hesaplanması bölümünde; güncel tutarlar ise Pratik Bilgiler/Sigorta Primine Tabi Tutulmayacak Yemek Parası İle Çocuk ve Aile Zammı Tutarları bölümünde yer almaktadır.



SİGORTA PRİMİNE TABİ TUTULMAYACAK YEMEK PARASI İLE ÇOCUK VE AİLE ZAMMI TUTARLARI
Dönemler
Yemek Parası (Günlük)
Çocuk Zammı (Aylık)
Aile Zammı (Aylık)
01.07.2013-31.12.2013
2,04 TL
20,43 TL
102,15 TL
01.01.2013-30.06.2013
1,96 TL
19,57 TL
97,86 TL


A-Yemek Parası: Sigortalılara yemek parası adı altında yapılan ödemelerin, işyerinde veya müştemilatında işveren tarafından yemek verilmemesi şartıyla, fiilen çalışılan gün sayısı dikkate alınarak 16 yaşından büyükler için belirlenen günlük asgari ücretin % 6 sının, yemek verilecek gün sayısı ile çarpılması sonucunda bulunacak miktarı, prime esas kazançların tespitinde dikkate alınmayacak, dolayısıyla bu tutardan prim kesilmeyecektir.
Prim kesilmeyecek miktar aşağıdaki şekilde hesaplanacaktır:
Brüt Günlük Asgari Ücret X % 6 X (Ay içinde Fiilen Çalışılan gün sayısı) Yemek Parası Verilen Gün Sayısı = İstisna Tutarı
Ödenen Yemek Parası – İstisna Tutarı = Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Parası
• Yemek parasının yıllık olarak bir defada ödenmesi halinde ise hesaplama aşağıdaki gibi yapılacaktır.
Brüt Günlük Asgari Ücret X % 6 X (Yıl İçinde Fiilen Çalışılan Gün Sayısı) Yemek Parası Verilen Gün Sayısı = Yıllık İstisna Tutarı
Yıllık Olarak Ödenen Yemek Parası – Yıllık İstisna Tutarı = Yıllık Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Yemek Parası
Öte yandan, sigortalılara ay içinde yemek parası olarak nakit ödeme yapılmaksızın, çalıştıkları işyerinin dışında yemek üretimi yapan başka firma veya şahıslar tarafından (örneğin yemek kuponu karşılığında) gerek işyerinde, gerekse işyerinin dışında yemek verilmesi halinde, işverenlerce bu firma veya şahıslara fatura karşılığında yemek bedeli olarak ödenen fatura bedelleri prime esas kazanca dahil edilmeyecektir.
B-Çocuk Yardımı/Zammı: Sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla ve fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın; sigortalı veya isteğe bağlı sigortalı sayılmayan, kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış olan çocuklarından 18 yaşını, lise ve dengi öğrenim veya 5/6/1986 tarihli ve 3308 sayılı Meslekî Eğitimi Kanununda belirtilen aday çırak, çırak ya da işletmelerde meslekî eğitim görmesi halinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi halinde 25 yaşını doldurmamış ve evli olmayan çocukları ile yaşına bakılmaksızın Kanuna göre malûl olduğu tespit edilen evli olmayan çocuklarından en fazla iki çocuk (iki çocuk dahil) için çocuk zammı adı altında yapılan ödemelerin, çocuk başına 16 yaşından büyükler için belirlenen aylık asgari ücretin %2′si oranındaki tutarı, aylık prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır.
Hesaplama aşağıdaki şekilde yapılacaktır:
Brüt Aylık Asgari Ücret X % 2 X Çocuk Sayısı (İki Çocuğa Kadar) = İstisna Tutarı
Ödenen Çocuk Zammı – İstisna Tutar = Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Çocuk Zammı
• Çocuk zammının yıllık olarak bir defada ödenmesi halinde ise hesaplama aşağıdaki gibi yapılacaktır.
Brüt Aylık Asgari Ücret X % 2 X Çocuk Sayısı (İki Çocuğa Kadar) X 12 Ay = Yıllık İstisna Tutarı
Yıllık Olarak Ödenen Çocuk Zammı – Yıllık İstisna Tutarı = Yıllık Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Çocuk Zammı
C- Aile Yardımı/Zammı: Sigortalılara aile zammı adı altında yapılacak ödemelerin, sigortalının hizmet akdinin devam etmesi şartıyla fiilen çalışmasının olup olmadığı üzerinde durulmaksızın, sigortalının eşinin Kanuna tabi zorunlu sigortalı olmayı gerektirecek şekilde çalışmaması ve Kurumdan gelir veyahut aylık almaması durumunda, 16 yaşından büyükler için belirlenen aylık asgari ücretin %10′u oranındaki tutaraylık prime esas kazançların hesaplanmasında dikkate alınmayacaktır.
Hesaplama aşağıdaki şekilde yapılacaktır:
Brüt Aylık Asgari Ücret X % 10 = İstisna Tutarı

Ödenen Aile Zammı – İstisna Tutarı = Prime Esas Kazanca Dahil Edilecek Aile Zammı

Mustafa TAN
Mali Müşavir / Bağımsız Denetçi